4 Kasım 2015 Çarşamba

Hoşgeldin Empati

                                                      

Sormaktan en çok zevk aldığım soru 'SENCE ne yapmalıyım?' Alacağım cevabın yapacağım eylemi etkileme ihtimali çok düşük, belki de yok. Ne yaptığım da önemli değil aslında. Burada önem sözcüğüne denk gelen bizlerin söylemleri çünkü; ne yapardık diye düşünebilmek için önce onun gibi, öyle gibi, o durumda, o gibi olmak gerekir.


İşte şimdi empatiye giriş 1. O gibi düşünmeye başladık mı tamam kal orada, belki biraz da sağa yada zorlama kal sen kıpırdama. Bi yerleş oraya, mekan senin gibi çöreklen sakın kalkma. Empati dediğin baba ocağı gibidir hafife alma, gitsen de dön gel, bayram kandil ara mutlaka. Öyle anlayışlı öyle içten ve çok düşünceli yeni baban o senin. Benimsemeye başladıktan sonra arkamda hep kapı gibi babam var diyeceksin, nasıl mı bu kadar eminim, özetleyeyim. Cevabını bildiğimiz soruyu emin olmak için soruyoruz önce,
- Ahanda yakaladım, yalancı pislik… Bu eski senin beklenen cümlesi olarak şöyle dursun köşede. Yeni cümle şu; o da haklı fazla sert sordum soruş tarzım ve önceki yaşantımız onu savunmaya itti. Belki tekrar sormalıyım bu sefer alacağım cevabı gerçekten önemseyerek. Şimdi sen aptal olmadın kardeşim sen kucak açtın, sen hoşgördün, sen anladın, sen empati yaptın, s.en şimdi şeker gibi… Kendini kabul etmenin ilk koşulu sen olmanın hazzını tatmakla gelir, sen olmakta gibi olmayı gerektirir.  

  Hoş geldin empati ver elini öpeyim



3 yorum: