Sormaktan en çok zevk aldığım soru 'SENCE ne yapmalıyım?'
Alacağım cevabın yapacağım eylemi etkileme ihtimali çok düşük, belki de yok. Ne
yaptığım da önemli değil aslında. Burada önem sözcüğüne denk gelen bizlerin
söylemleri çünkü; ne yapardık diye düşünebilmek için önce onun gibi, öyle gibi,
o durumda, o gibi olmak gerekir.
İşte şimdi empatiye giriş 1. O gibi düşünmeye başladık mı
tamam kal orada, belki biraz da sağa yada zorlama kal sen kıpırdama. Bi yerleş
oraya, mekan senin gibi çöreklen sakın kalkma. Empati dediğin baba ocağı
gibidir hafife alma, gitsen de dön gel, bayram kandil ara mutlaka. Öyle
anlayışlı öyle içten ve çok düşünceli yeni baban o senin. Benimsemeye
başladıktan sonra arkamda hep kapı gibi babam var diyeceksin, nasıl mı bu kadar
eminim, özetleyeyim. Cevabını bildiğimiz soruyu emin olmak için soruyoruz önce,
- Ahanda yakaladım, yalancı pislik… Bu eski senin beklenen
cümlesi olarak şöyle dursun köşede. Yeni cümle şu; o da haklı fazla sert sordum
soruş tarzım ve önceki yaşantımız onu savunmaya itti. Belki tekrar sormalıyım
bu sefer alacağım cevabı gerçekten önemseyerek. Şimdi sen aptal olmadın
kardeşim sen kucak açtın, sen hoşgördün, sen anladın, sen empati yaptın, s.en
şimdi şeker gibi… Kendini kabul etmenin ilk koşulu sen olmanın hazzını tatmakla
gelir, sen olmakta gibi olmayı gerektirir.
Hoş geldin empati
ver elini öpeyim
Sen gibi olabilmek işte tüm mesele bu :) Elinize sağlık.
YanıtlaSilelinize sağlık çok güzel
YanıtlaSilTeşekkürler :)
YanıtlaSil